Bu hastalığın adı güzel bi gelecek düşleme sendromu, Şimdilik
az bulunan, nadir görünen bi hastalık ama, ben tedbir alınması
gerektiğini bu virüsün biçim değiştirerek yayılımlanacağını
düşünüyorum;
Güzel bi gelecek Düşleme Sendromu;
Ben bazen kendimi özlüyorum, çocuk doğası ve aklıyla;
Bilmemek, bazen güzel, farklı ve yeni düşündürüyor sizi,
Hayallerinizi özgür yapıyor,
Örneğin, Jules Verne bugün yaşasaydı her hangi biri olacaktı belki ya
da yitip gitmiş bi ruh belki bi oyun delisi belki başka bi takıntı,
Marco Polo internette gezecekti,
Biz, yoksa bile güzel bi gelecek düşlemeliyiz,
Gerçek ya da değil aldırmayıp Verne gibi ya da bi kaşifi yazan bi başkası gibi onu hayal etmeliyiz,
Kolomb gibi orayı keşfetmek için yolculukları göze almalıyız,
Teknolojinin hızı düş-hayal hızımızı ve biçimimizi alıp gidiyor,
Hayatın yoğunluğu çocukları artık eskisi gibi hayal güçlü ve derin
yapmıyor bunu açıkça görebiliyoruz, Biz artık bu dünya da keşfedilmemiş,
bilinmeyen ve yapılmamış kalmamış gibi düşünüyoruz;
Hayalgücü teknoloji ve sözde bilimkurgu düşlemek olmuş;
Bu durumda hiç olmayan gideceğimiz yeni ve başka bi dünya düşlemeliyiz belki,
Farklı bir biçim,
Renkle sesle oynanan bedenin enerji olabildiği uçabildiği havada
eriyip havaya karışabildiği, Biz bunları düşlemeliyiz, hayal etmeliyiz
belki; kimbilir;
Ve gelecek, geleceği düşleyenlerin yarattığı bi şey olabilir mi, bu
soruyu gerçekten soruyorum ve ya öyleyse ihtimali bile bende ara sıra
güzel bi gelecek düşleme sendromunu tetikliyor,
Gerçekten insanların barış ve huzur toplumu, bi arada güzelce
yaşayabildikleri bi gelecek toplumu geliştirdikleri parlak bi film var
mı?
Neden bu kadar karamsar ve umutsuzuz;
Umut ve inanmak adı ;Polyannacılık, saflık ya da safdillik olmuş,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın diyor ya
66.sone olmuş dünya
Gerçekten gelecek geleceği düşleyenlerin yaptığı bi şey mi?
Bu soruyu hiç kendinize sordunuz mu?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder